Dünya nihayet saatlere 1 saniye eklemekten kurtuluyor, ama 2035’te…

Her günü tam 24 saat ve eşit sanıyorsunuz ama değil. Dünyamızın kendi ekseni etrafındaki dönüş hızı sürekli değişiyor. Peki bu durumda, insana özgü bir davranış olan zamanı milimi milimine bilmeyi nasıl sağlayacağız? Aslında bu sorun modern teknolojilerin, özellikle uydu teknolojilerinin ve bilgisayarların ortaya çıkmasıyla başladı. Özellikle askeri alanda ve TV yayıncılığı alanında ordular ve TV istasyonları, kendi saatlerinin dünyanın neresinde olursa olsun birbirine senkron olması ihtiyacı içindeydi. Bu senkronizasyon içinde Albert Einstein’ın genel görelilik teorisinden gelen denklemlerin de kullanıldığı son derece karmaşık hesaplarla ve zamanı neredeyse mükemmel ölçen atomik saatler sayesinde mümkün oluyordu. Ama yine de sorun vardı, çünkü dünyamızın kendi ekseni etrafındaki dönüş hızı, atomik saatin içindeki sezyum atomunun mükemmelliğinde değildi. “Dünyanın saatleri ayarlama enstitüsü” diyebileceğimiz kurumu “Uluslararası Ağırlık ve Ölçüler Bürosu” 1967 yılından itibaren dünyanın zamanını atomik saatlere ölçmeye karar verdi. Bu atomik saatler dünyaya göre zaman zaman ileride kalıyordu ve bu ileri kalma ne zaman 1 saniyeye tamamlansa, dünyadaki bütün saatler 1 saniye ileri alınıyor ve böylece yeniden senkronizasyon sağlanıyordu. Bu ilave 1 saniye meselesi aslında başladığından beri tartışmalıydı ve kafa karıştırıyordu. “Dünyanın saatleri ayarla enstitüsü” son 20 yıldır bu uygulamayı kaldırıp kaldırmamayı tartışıyordu, nihayet Paris’te yapılan son kongrede ilave saniye uygulamasından vaz geçme kararı alındı. Ama alınan bu karar da ancak 2035 yılından itibaren uygulanacak. Yani arada saatlerimize 1 saniye eklemeye devam edeceğiz. 1967’den bugüne kadar saatlere 27 saniye ilave edildi.