Hollywood'a yön veren isimlerden Steven Spielberg, günümüzün popüler meselesi politik doğruculuk uğruna sanat eserlerinin revize edilmesini eleştirdi. Spielberg, ünlü yazarların eserlerine yönelik yapılan revizyonları sansür olarak nitelendirdi.
Hollywood’un en güçlü film yapımcılarından olan usta yönetmen Steven Spielberg, kitapların, filmlerin ve televizyon şovlarının çağdaş duyarlılıklara daha uygun hale getirilmesi için değiştirilip değiştirilmeyeceğine ilişkin kültürel tartışmaya ağırlığını koydu ve bu tür revizyonları ‘sansür’ olarak nitelendirdi.
Hatırlanacağı üzere son dönemdeki tartışmalar ağırlıklı olarak Roald Dahl, Agatha Christie ve Ursula K. Le Guin gibi yazarların eserlerindeki karakterlerin ırk ve fiziksel görünümlerine yönelik yapılan değişikliklerle ilgili. Yayınevleri bu yazarların eserlerinin yeni baskılarında ırksal ve fiziksel betimlemeleri değiştirmişti. Gelen eleştiriler üzerine kimi yayınevleri eserleri alternatif ve orijinal baskı olmak üzere iki farklı şekilde okurla buluşturma yoluna gitmişti.
‘E.T.’ filminin 20. yıl edisyonundaki silah sahnesi değiştirimişti.
Revizyon ya da sansür olarak nitelendirilebilecek bu tip hamlelere karşı çıkan Steven Spielberg de aslında yakın dönemde benzeri bir karara imza atmıştı. Spielberg 2011 yılında ‘E.T.’nin 20. yıldönümü versiyonunda federal ajanların taşıdığı silahları telsizlerle değiştirdiği için pişman olduğunu söylemiş ve daha sonra 30. yıldönümünde silahları geri getirmişti.
Yönetmen salı günü düzenlenen bir forumda daha da ileri giderek sanat eserlerinde yapılan bu tür değişiklikleri kınadı. “Hiçbir film şu anda gönüllü olarak ya da zorla baktığımız merceklere göre revize edilmemelidir” diyen yönetmen, tüm o filmler “onları yaptığımızda nerede olduğumuzun ve dünyanın nasıl bir yer olduğunun bir işareti” dedi.
Dahl’ın romanlarında yapılan ve karakterlerin “şişman” olarak tanımlanmasını da içeren değişiklikler sorulduğunda Spielberg şunları söyledi: “Hiç kimse ‘Willy Wonka’dan çikolatayı çıkarmaya kalkışmamalı. Asla! Yazılmış hiçbir şeyden çikolatayı, vanilyayı ya da başka bir tadı çıkarmamalılar. Benim için bu kutsaldır. Bu bizim tarihimiz, bu bizim kültürel mirasımız. Bu şekilde sansüre inanmıyorum.” dedi.