Bilim Teknoloji 15 Temmuz 2023
Bu haber 2 yıl önce yayınlandı

Bilim gıdanın geleceğini uzayda arıyor

Bilim dünyası tarımı uzaya taşıdı. Amaç iklim değişikliğinin getireceği gıda kriziyle ilgili iş işten geçmeden önlem almak. Dünya dışı tarım deneylerinin sonuçlarının bu yıl içinde alınması bekleniyor. Yalnızca akademi değil, özel sektör de uzay tarımıyla ilgileniyor.

Shoba Sivasankar deneylerden bu yıl içinde sonuç alınacağını düşünüyor. Fotoğraf: IAEA

Bitkiler değişen iklime adapte olma ve zor koşullarda yetişme konusunda hayli becerikliler; hayat bu sayede devam ediyor. Ancak Dünya’nın iklimi bitkilerin doğal olarak evrim geçirmesine zaman tanımayacak kadar hızlı değişiyor. Bilim dünyasının tarım için gözünü uzaya dikmesinin sebebi bu.

CNN.com, gıdanın geleceğini Dünya dışında arayan tarım projeleri konusunu sayfalarına taşıdı.

Uzay tohumları

2022 yılında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) ve BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) ortak laboratuvarları, ekin tohumlarını Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) gönderdi. Amaç, tohumları kozmik radyasyona ve mikro yerçekimine maruz bırakarak genetik mutasyonlar yaratmak ve bu sayede artan iklim krizi karşısına dirençli mahsuller geliştirmekti. 

Yalnızca akademi değil özel sektör de uzay tarımıyla ilgileniyor. Abu Dabi merkezli StarLab Oasis  adaptasyon yeteneği güçlü ve besleyici bir gıda olan kinoayı uzaya gönderecek

Sorghum adlı bir tahıl tanesinin ve arabidopsis adı verilen bir tere türünün tohumları, Uzay İstasyonu’nda bir süre kaldıktan sonra Nisan ayında Dünya’ya geri gönderildi. Şimdi mutasyona uğramış tohumlardaki olumlu özelliklerin belirlenmesi için çalışılıyor.

Projenin lideri, Gıda ve Tarımda Nükleer Teknikler Merkezi Bitki Islahı ve Genetiği Başkanı Shoba Sivasankar’ın verdiği bilgiye göre bilim insanları Dünya’da gama ışınları ve X-ışınları kullanarak yapay bitki mutasyonları oluşturabiliyor. Ancak uzay ortamında; mikro yerçekimi, sıcaklık dalgalanmaları ve radyasyon söz konusu olduğunda koşullar daha uçlarda seyrediyor. Bu da mutasyonların daha hızlı olmasını sağlıyor.

Sivasankar, “Uzayda, bir organizmanın karşılaşacağı stres en üst düzeyde ve Dünya’da gerçekten simüle edebileceğimiz her şeyin ötesinde” diyor. Örneğin radyasyonun Dünya’da mümkün olan doğal radyasyondan “yüz kat daha yüksek” olabileceğini belirtiyor.

Sivasankar ve ekibi, mutasyona uğramış tohumlardan yetiştirilen bitkileri seçip ıslah ederek yeni mahsul türleri yaratmayı umuyor: “Öncelikle, tahıllar, baklagiller, kökler ve tatlı patates ya da manyok gibi yumruların verimini artırmak için çalışıyoruz” diyor. 

Çin 80’lerden beri gönderiyor

Bilim insanlarının uzaya tohum göndermesi yeni değil. Örneğin Çin, 1980’lerden bu yana ekinlerde genetik mutasyonu tetiklemek için uzay radyasyonunu kullanıyor, tohumları uydular ve yüksek irtifa balonları aracılığıyla kozmik radyasyona maruz bırakıyor ve bu sayede dev tatlı biberlerin üretildiği, buğday ve pirinçte gelişmeler sağlandığı biliniyor.

Birçok farklı tohum çeşidi Uluslararası Uzay İstasyonu’nda deneye tabi tutulurken, Michigan Üniversitesi’ndeki (MSU) araştırmacılar da NASA’nın Artemis programı çerçevesinde tohum yetiştirilmesiyle ilgili deneyler yapıyor.

Bu deneyde dünya dışı koşulların bitki amino asitleri ve proteinlerin yapı taşları üzerindeki etkisini araştırıyor ve bunun bitki büyümesini ve gelişimini nasıl etkilediğini değerlendiriyor. Araştırma sonucunda, bitkilerin ekstrem ortamlardaki adaptasyon yetenekleri hakkında daha fazla fikir edinmek mümkün olacak.

Özel sektör de ilgileniyor

Birleşik Arap Emirlikleri Abu Dabi’de, StarLab Oasis adlı girişim de, bir süre önce, besin değeri ve kurak bölgelere uyum sağlaması sebebiyle elverişli olan kinoa tohumlarını uzaya göndereceğini açıklamıştı. Çünkü şirketin kurucu ortağı Allen Herbert’e göre uzay, sınırlı kaynaklarla, sınırlı enerjiyle ve sınırlı alanda araştırma yapmak zorunda olduğunuz bir yer. Burada elde ettiğiniz tecrübeyi Dünya’ya getirmek mümkün.”

Zaten Sivasankar’ı harekete geçiren de yaklaşan gıda krizine karşı tarım konusunda köklü çözüm bulma umudu olmuş. Üstelik bunun için çok beklemek gerekmeyecek, ilk sonuçlar bu yıl içinde alınabilecek: “Gıda güvenliğinin geleceği konusunda umutluyum, çünkü teknolojinin imkanları buna elveriyor. Ancak gıda güvenliği sadece genetikle ilgili değil – tüm teknolojilerin bir kombinasyonuna ihtiyacımız var ve herkesin bir araya gelip birlikte çalışması gerekiyor.”

Kuraklık Avrupa’da zeytinyağı fiyatlarını yüzde 75 artırdıKuraklık Avrupa’da zeytinyağı fiyatlarını yüzde 75 artırdı

 

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.