Kültür Sanat 29 Temmuz 2023
Bu haber 2 yıl önce yayınlandı

Ruj, asla sadece ruj değildir 

Kadınlar dudaklarını renklendirmekten hiç vazgeçmedi. Renkli meyve ya da kına kullandı, kırmızı böcekleri ezip yağ ve balmumuyla karıştırdı, hatta dövme yaptırdı. Rujla ilgili aforizmalar sayfalardan taşıyor, kadınlar onun için ‘dünyanın en iyi ikinci makyaj malzemesi’ diyor. Bugün dünya ruj günü! 

Marilyn Monroe, kırmızı ruju en güzel taşıyan sarışınlardan biriydi

“En iyi makyaj malzemesi ‘gözlerdeki pırıltı, dudaklardaki gülümseme’, ama hemen arkasından ruj gelir” diyor yazar Anne Lamott. Ruj deyince akla kırmızı dudakların gelmesi tesadüf değil, adını Fransızca kırmızı anlamına gelen ‘rouge’ sözcüğünden alıyor.

Mücevher koleksiyonuyla, evlilikleriyle ve menekşe gözleriyle ünlü Elizabeth Taylor, rujun gücüne o kadar inanmış ki kendini moralsiz hisseden kadınlara “Bir içki koy, rujunu sür ve kendini toparla” diyor. Bu kadar basit mi? Evet, bazen rujun şok tedavisi bu kadar hızlı etki ediyor.

Kırmızı ruju imzası haline gelen Hollywood yıldızı Sharon Stone, arabasını neden dizleriyle kullanabilmek istiyor dersiniz? Sürüş sırasında da ruj sürebilmek için! Girişimci Charlotte Tillburry’nin rujla ilgili sözü ise  manidar: “Her kadın maskarasını değil, rujunu mahvedecek bir erkek ister.” Ama burada bırakalım, çünkü rujla ilgili aforizmaların sonu yok. 

Renk veren her şey ruj oldu 

Hem Elizabeth Taylor hem de 1963’te oynadığı ‘Kleopatra’ filminde hayat verdiği Mısır kraliçesi de ‘ruj kadını’ydı

Makyaj, eski uygarlıklarda bir statü simgesiydi, kadınlar da erkekler de uygulardı. Sümerlilerin, ruj kullanan ilk uygarlık olduğu düşünülüyor. Renkli meyveler, kına, kil pası, hatta kırmızı böcekleri ezerek bir takım karışımları dudaklarına sürdüler. Mezopotamyalı kadınlar işin içine biraz pırıltı katmak istediler ve bu formüllere öğütülmüş mücevher tozu eklediler.

Güzellik uzmanı Simone de Vlaming, blogunda Mısır kraliçesi Kleopatra’nın sadece güzelleşmek için ruj sürmediğini şöyle anlatıyor: “Kleopatra çarpıcı güzelliğiyle ünlüydü ve koyu kırmızı ruj imzasıydı. Dudaklarını sert çöl ikliminden korumak için de ruj sürerdi. Kırmızı böcekler renk, balmumu koruyucu tabaka, yağ da doku ve ışıltı katardı. 

Dudaklarını belirginleştirmek isteyen kadınlar sınırları zorlamaktan çekinmedi. Japonya’nın kuzeyinde yaşayan yerli Ainu halkının kadınları, 15-16 yaşına geldiklerinde olgunlaşmanın bir simgesi olarak dudaklarına dövme yapardı.

Japonya’nın yerli halkı Ainu’larda kadınlar dudaklarına dövme yapıyordu

Şaşırtıcı ve eğlenceli ruj gerçekleri  

📌 Ortaçağ’da kilise ruj ve diğer makyaj kullanımını hoş karşılamıyor, kırmızı dudakları şeytana tapmayla ilişkilendiriliyordu. Ona göre ruj süren kadınlar büyücü ve cadıydı, dolayısıyla ‘fahişeler dışında kendine saygısı olan hiçbir kadın dudaklarını renklendiremezdi. Bununla birlikte, dudak kremi kabul edilebilirdi. Bu anlayış bile kadınları dudaklarını renklendirmekten alıkoyamadı. Zaman zaman merhemlere gizlice renk kattılar.

📌 16’ncı yüzyılda İngiltere’de, Kraliçe Elizabeth, soluk beyaz teni ve kırmızı dudaklarıyla ruju tekrar popüler hale getirdi. Yalnızca soylu kadınlar ve sahneye çıkan aktörler ve aktrisler ruj sürerdi. Bundan sonraki üç yüzyıla boyunca ruj; aktörler ve fahişeler tarafından kullanıldı. 

Maurice Levy’nin ürettiği ruj kabı

📌 1884’te Fransız parfüm markası Guerlain ilk ticari ruju üretti. Rujları geyik yağı, balmumu ve hint yağı ile yapıldı ve ipek bir kağıda sarılarak satıldı. 1915’te rujların daha korunaklı şekilde satılmasını sağlayan silindirik kaplar Maurice Levy tarafından icat edildi. 1920’lere gelindiğinde ruj, kadınların günlük hayatında kalıcı bir yer edinmişti.

📌 1923’te James Bruce Mason Jr. dönen ruj tüpünü yaptı ve bugün bildiğimiz modern ruju tasarladı. Günün moda ikonları sessiz dönem film yıldızlarıydı ve onların koyu renkli dudaklarıyla ruj trendi yeniden yükseldi. Erik, patlıcan, kiraz, koyu kırmızı ve kahverengi bu dönemin en çok aranan renkleriydi. Ucuz ve seri üretim yapıldı.

📌 Helena Rubinstein, dudaklara imrenilen şekli vermeyi vaat eden ruj aplikatörünü icat etti. Kadınlar ayrıca dudakların arzu edilen yay şeklini elde etmek için şablonlar kullandılar. Yine 1920’lerde ilk feminizm dalgası ortaya çıktı ve kadınlar oy hakkı da dahil olmak üzere daha fazla hak talep ettiler. O zamanlar ruj aslında feminizmin bir sembolü olarak görülüyordu. 

📌 1930’larda reklam ve pazarlama dünyası kozmetik işine el attı. Modern olmanın birinci şartı haline gelen ruj aynı zamanda savaş ekonomisini kalkındırmanın da bir yolu oldu. İlk güneş ışınlarından koruyan ruj da bu tarihlerde ortaya çıktı. 

📌 1940’larda savaş sebebiyle ekonomi yavaşladı, kozmetik üretimi de düştü. Bu da kalıcı rujların ortaya çıkmasına sebep oldu. Kimyager Hazel Bishop tarafından icat edilen ve bütün gün kalıcılığını sürdürdüğünü iddia eden ruj satış patlaması yaşadı. Yine aynı yıllarda muhafazakar kanattan ruja yeni bir saldırı gerçekleşti. Erkekler evlenecekleri kızların ruj sürmelerini istemiyorlardı. Ruj karşıtı kampanya tutmadığı gibi kozmetik devleri hedef kitlelerinin yaşını 16’ya kadar düşürdü. O günlerde Amerikalı kadınların yüzde 40’ının çantasında en az bir tane ruj vardı. 

(Sol alttan, saat yönünde) Grace Kelly, Marilyn Monroe, Elizabeth Taylor, Audrey Hepburn

📌 1950’lerde ruj artık güzelliğin yanı sıra seksapelin de sembolüydü. Marilyn Monroe, Rita Hayworth, Ava Gardner ve Elizabeth Taylor sayesinde kırmızı ruj altın çağını yaşadı. Muhafazakarlığı bir kenara bırakan dünya, kadınlara özel günlerde kozmetik hediye eder hale geldi.

📌 1960 – 70’lerde uzunca bir zaman sadece kırmızının tonlarında üretilen ruj artık pek çok renge sahipti. 60’larda Mod modasına uygun olarak uçuk pembe ve bej, 70’lerde ise koyu bordo ve mor rujlar popüler oldu.

📌 1980’lerde kırmızı ruj geri döndü, bunda dönemin en ünlü pop ikonu Madonna’nın büyük etkisi oldu. Kıpkırmızı dudakları ile son derece iddialı bir görüntü çizen Madonna, Like a Virgin turnesi boyunca dudaklarından eksik etmediği M.A.C Russian Red’i dünya çapında bestseller yaptı.

📌 1990’larda grunge akımının da etkisiyle bu yıllarda kadınlar daha çok kahverengi ve mürdüm tonlarına yöneldi. Sedefli ruj da varlığını hala belirgin biçimde hissettiriyordu. 2000’lerde Britney Spears, Rihanna, Christina Aguilera ve Paris Hilton gibi trendleri belirleyen yıldızlar parıltılı ruju bir kez daha moda yaptı.

📌 Huda Beauty’nin kurucusu Huda Kattan, 2016’da ABD’deki Ulusal Gün Takvimi’ne başvurarak 29 Temmuz’u Dünya Ruj Günü olarak kaydettirdi. 

Derleyen: Merve İnce 

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.