Cinsler arası güç savaşında Fair Play (Kan davası üzerine Lacancı bir yorum)

Netflix platformundaki Fair Play adlı filmi neredeyse konduğu an seyrettim. Beğenmekle birlikte itiraf etmeliyim ki filmin dünya ölçeğinde  bu kadar tartışma konusu olacağını göremedim.

‘Me Too’ ruh halinin  neredeyse hakim ideoloji olduğu  bir dünyada temelde bir güç ilişkisi olan cinsellik hakkındaki filmin bu kadar fazla tartışılması galiba normal.

***

film gündelik acımasız rekabetçi ortamıyla meşhur bir borsa şirketinde çalışan bir çift hakkında.

kadın terfi edip müdür seviyesine gelince aralarındaki güç ilişkisi yeni bir format alıyor. bu tabii ki cinselliklerini de etkiliyor.

***

bence filmin en önemli, neredeyse tüm filmin bilinçaltı olduğunu söyleyeceğim sahnesi bu terfi olmadan önce yaşanan bir sevişme esnasında olanlardı.

adam bir ara kadına oral seks yapıyordu. ve kafasını kaldırdığında tüm dudağı ve suratının bir bölüm aybaşı kanı içindeydi.

bu sahne sadece burada tek başına kalsaydı belki fazla önemi olmayabilirdi.

ama sahneyi neredeyse filmin bilinçaltı haline getiren önemi bunun filmi son sahnesine olan bağlantısıydı.

***

kadın müdür olduktan sonra adamın zor ve cinsel şiddet kullanarak sevişmesinden (tecavüz?) vücudu yara bere içinde kurtulduktan sonra son sahnede evlerinde adamla yüzleşiyor.

Kadın öcünü almak için birden, o ana kadar hiç böyle olduğuna yönelik bir işaret vermediği halde, adamla sanki bir sahibe-köle ilişkisindeymişler gibi konuşmaya başlıyor.

kadın elinde bıçak varken adama “dizlerinin üzerine çök ve  yalvar bana” diyor.

bıçakla adamı yaraladıktan sonra da adam hem yalvarıyor kadına, hem de “ben bir hiçim” de diyor.

bunun üzerine kadın bir süre adama baktıktan sonra “yerdeki kanını temizle ve defol git” diyor. 

Madem Lacan’cıyım bugün, bu son cümle dünyadaki birçok profesyonel sahibenin seansın bitiminde kölelerine son ettiği cümledir, bu tespiti de yapıp bir kenara koyalım.

bu sahne tabii ki daha önceki oral seksteki duruma atıf yapan bir bağlantıydı. ikisi arasındaki güç ilişkisinin nasıl değişmiş olduğunu bu kan bağlantısı anlatıyordu bence.

***

peki bu neden Lacancı bir yorum olsun?

Vallahi hiçbir fikrim yok, ama sadece neden olmasın ki demekle yetineceğim.

Bu dünyada bugüne kadar Jacques Lacan’ın fikirlerini tam anlayabilen olmadığı için bu yorum Lacancı dememe itiraz edenin de olamayacağını düşündüğümden bu yoruma Lacancı dedim. Çünkü bu böyle değildir diyen olursa bana onun aynı zamanda Jacques Lacan’ın gerçek fikrini  anlatması gerekeceğinden, bunu da kimsenin yapması katiyen mümkün olmadığından, sadece bu yazıda olsa bile kendimi garanti altına almış durumdayım.