Doğal olarak birçok televizyon kanalı tartışma programlarında Gazze’de yaşananlar tartışıldı. Elimden geldiğince çoğunu, konuya özel ilgim olduğundan, izlemeye çalıştım.
konuya özel ilgim uzun yıllar Washington muhabirliği yapmamdan kaynaklanıyor. Bölgemizde yaşananların temelinde olduğuna inandığım Armageddon inancını taşıyan ABD’deki güçlü devlet personelini tanıdım, onlarla konuştum, nasıl düşündüklerini ve bu düşünceleri uğruna ne kadar acımasız olabileceklerini ve nerelere kadar gidebileceklerini bildiğimden bu konuya özel ilgim sürüyor.
Konuyu tartışmaya girebileceklere yardımcı olsun diye yıllardır bu konu hakkında Washington’dan yazdıklarımın özeti sayılabilecek görüşleri bu köşede Ben kendim katiyen ciddiye almam ama tavsiyem siz alın: Armageddon başlığıyla yazdım.
ama doğru kritik bilgiyi aktarma yönündeki bütün çabama rağmen tartışma programlarında işin esasına inip doğruları anlatma yönünde bir çaba bulunmuyor.
Detayları konuşmaya çalışıyorlar. Detay görünüşte ne kadar önemli olursa olsunlar sonunda detaydır. Dolayısıyla bugüne kadar yapılan hiçbir tartışma programında meselenin temeline inen cesur bir bakış açısı ortaya konamadı.
beni en çok şaşırtanı da din savaşını tartışma konusu ilan eden programda bile konuşmacılar bir tek defa Armageddon kavramını kullanmamaya özel önem gösterdi.
Adeta herkese talimat verilmiş de sakın ha bu tehlikeli konuya girmeyin, gerekirse kenarından dolaşın, ama onu konuşmayın denmiş gibiydi.
neden bunu böyle yaptılar bilmiyorum ama bunu araştıracak da değilim . Sadece boş konuşmayla geçen saatlerime acıyorum. işin gerçeğini öğrenmek isteyenler yukarıda bağlantısını vermiş olduğum yazıma bakabilirler.
bu davranışın neden ortaya çıkabildiğini genellikle ele aldığı konuları daha da karmaşık ve içinden çıkılmaz hale getirmesiyle bilinen Derrida’ya başvurarak açıklamaya çalışacağım.
bir televizyon tartışma programını kitap gibi kabul edersek, nasıl ki her kitap kimliğini orada olmamasına karar verilen şeyler üzerinden de alırsa, tartışma programı da tartışılmayan konular üzerinden kimliğini alır. Bu dışarıda bırakılan görüşlere Derrida ‘Üretken sessizlik’ adını verir.
her metin ikna edici bir argüman taşıyor gibi görünse de aslında var olan içsel çelişkilerin, dışarda bırakılanların bastırılmaya çalışıldığı bir illüzyondur.
Yapısöküm (deconstruction) bu illüzyonu kaldırmayı amaçlar. Yapıbozumu ile kenara itilen temalar, dışarda bırakılanlar metnin merkezine çekilir.
Sonuç olarak Gazze’de yaşananların konusu aslında Armageddon’dur. Tartışma programları bu konuyu dışarda bırakarak kendi kimliklerini ortaya koyuyor, illüzyon yaratıyorlar. Benim buradaki amacım onları yapıbozumuyla analiz edip esas konuyu, Armageddon’u merkeze çekme yolunu açmaktan ibaret.