Ertuğrul Özkök ile uzunca bir süredir paylaştığımız ortak bir kaygımız var.
ikimizde ölüm döşeğinde ‘hayal ettiğim ülke bu değildi’ diyerek veda edeceğimizi düşünüyorduk.
Tabii bu benim için daha acil bir sorundu. çünkü Özkök’ün 126 yaşına kadar yaşama ihtimali var.
ben kendime daha makul bir süre biçtiğimden hayal kırıklığımı ifade eden ‘hayal ettiğim ülke bu değildi’ lafını ondan çok daha önce söylemek zorunda kalacağımı düşünerek ürküyordum.
Özkök’ü bilmem ama en azından benim Çetin Altan’ın da ölüm döşeğinde söylemiş olduğu bilinen bu cümleyi artık söylemeden ölme ihtimalim nihayet gerçekleşti.
hatta öyle güçlü bir şekilde geçekleşti ki artık ölüm döşeğindeyken içim tamamen rahat ve gururla ‘hayal ettiğim ülke işte tam da buydu’ diyerek öleceğime de eminim.
malum kendimi dadacı araştırmacı mizah yazarı olarak tanımlıyorum.
hayatındaki esas amacı kendisini hiç alakadar etmeyen her boka maydanoz olup onlardan kendine entelektüel terör yaratacağı konular çıkarmak olan dadacı bir yazar olarak son gelişmelerden ne kadar mutlu oluğumu ve hayatımda belki de ilk kez ülkemle bu kadar gurur duyduğumu ve ülkemin bana ölmeden ‘işte hayal ettiğim ülke buydu benim’ deme fırsatını da verdiği için olağanüstü mutluyum.
temelinde sanatsal olan da dahil olmak üzere tüm düzenlerin reddedilmesi ve mantıksızlık olan bir dadacı yazar için ideal yaşam belki de hayatta gerçekleşmesi imkansız gibi görünen bir anayasa ve anayasa mahkemesi olmayan bir ülkede yaşama imkanı bulmaktı.
Kısa süre önceye kadar bu ideale ulaşmak imkansız gibi görüyordu. çünkü bir ülkede en büyük düzen kurucu olan anayasa ve anayasa mahkemesinin olmadığı bir toplum yaşamı hayal etmek benim için imkansız gibiydi.
benim her türlü absürdü doğal karşılayan dadacı beynim bile bu ikisinin olmadığı bir ülkede yaşamanın imkansız olabileceğini ne yazık ki artık kabul etme başlamıştı.
Ama bildiğiniz gibi ülkede aniden, benim neredeyse mucize diyeceğim, olması imkansız sandığım bir şey oldu.
Size bir şey diyeyim mi Yargıtay 3. ceza dairesinin anayasa mahkemesinin Can Atalay ile ilgili kararını uygulamayı açıkça reddetmesi ve yetmezmiş gibi AYM kararında bizi tehdit etti diyerek AYM üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet başsavcısına suç duyurusunda bulunması dünyanın en namlı dadacı düşünürünün bile hayal edemeyeceği düzeyde bir eylemdir ve bu benim gibi bir dadacının aslında ıslak rüyasının gerçekleşmesi demektir.
Türkiye dünyada bir ilke daha imza attı.
Bir ülke dahası bu zavallı coğrafyada bulunan bir ülke kendi arzusuyla anayasasını ve onun koruyucusu anayasa mahkemesini ortadan kaldırdı ve aslında dadacı cumhuriyet olma gibi dünya tarihinde bir ilki gerçekleştirme yolunda büyük adımı birden ve sağlam biçimde atıverdi.
Dediğim gibi ölmeden önce hayalimdeki ülkeyi göremeyeceğim korkum artık ortadan kalktı, düşünülebilecek en büyük dadacı eylem olması gereken anayasayı fiilen ortadan kaldırma işi bizzat devlet eliyle oldu ve benim en büyük hayalim sonunda gerçekleşti.
ölmeden önce bunu da yazacağımı düne kadar katiyen sanmazdım ama devletimiz sağ olsun bize inanılmaz bir mutluluk yaşattı ve en azından bir insana hayal etmiş olduğu ülkeyi görüp de öyle elveda deme fırsatı tanıdı.