OECD'nin PISA 2022 raporuna göre Türkiye, 10 yıldan uzun bir süre boyunca çoğu alanda iyileşme gösteren az sayıda ülkeden biri oldu. 15 yaşındaki öğrenciler matematik ve okuma becerilerinde yerinde saydı, bilimde ilerledi.
Türkiye’de eğitim sistemi denince, hele hele okullarda alınan eğitimin kalitesi denince şikayetçi olmayan insana rastlamak kolay değil. Ülkemizde hala nüfusumuzun 4’te 1’den fazlası doğrudan eğitimde, yani okullarda olan insanlardan oluşuyor. Onların ailelerini de kattığınızda, Türkiye’de yaşayan her iki kişiden birinin eğitimin doğrudan paydaşı olduğunu söylemek mümkün.
Eğitim, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bireyler için daha iyi, daha müreffeh bir hayatın kapısını açan bir anahtar. Ama sadece bireyler için değil, toplumun tamamı için de eğitim ülke çapında kalkınma ve refaha erişme çabasının çok önemli bir parçası.
Peki Türkiye’de çocuklarımızın aldığı eğitim, dünyanın diğer ülkeleriyle kıyaslandığında nasıl? Bunu ölçmek için Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD’nin geliştirdiği ve PISA olarak kısaltılan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (Programme for International Student Assessment) sonuçlarına bakıyoruz. Bu sınav, 1997’den beri her üç yılda bir örgün eğitime devam eden 15 yaşında öğrencilerin fen, matematik ve kendi ana dillerini kullanma becerilerini ölçüyor, katılan bütün ülkelere kendi çocuklarını diğer ülke çocuklarıyla kıyaslama imkanı veriyor.
İşte bu sınavların sonuncusunun sonuçları, araya giren korona salgını nedeniyle bir yıl gecikmeli olarak açıklandı. Türkiye için bu sınavda bir iyi haber var bir de daha az iyi haber. Önce daha az iyi haberi verelim: Türkiye’nin üç alandan matematik ve okuma becerileri alanlarındaki notları yerinde saydı, bilim (fen) alanında ise notunda artış oldu.
Fakat göreli olarak bakıldığında Türk çocuklarının dünya sıralamasındaki yeri yükseldi. Çünkü diğer ülkelerin çoğunda salgın nedeniyle eğitimde ciddi zemin kayıpları yaşandı. Türkiye matematik, fen ve okuma becerilerinin ölçüldüğü her üç alanda da ülkeler arasındaki sıralamasını yükseltti. Okumada 40’ıncı sıradan 36’ya, matematikte 42’inci sıradan 39’a fen de 39’uncu sıradan 34’e çıktı.
Normal koşullarda 2021’de yapılması planlanan PISA testi salgın nedeniyle bir yıl ertelenerek 2022’de gerçekleştirildi. PISA 2022 araştırmasına sadece OECD üyesi ülkeler değil, toplam 81 ülke katıldı. 2003’te 41, 2006’da 57, 2009 ve 2012 yıllarında 65, 2015’te 72, 2018’de 79 ülke katılım göstermişti. Türkiye, 2003 yılından beri kendi çocuklarını PISA sınavında ölçüyor. Bu son sınav, Türkiye’de 19 Nisan-13 Mayıs 2022’de 60 ilden 196 okul ve 7 bin 250 öğrencinin katılımıyla bilgisayar tabanlı gerçekleştirildi.
PISA sonuçlarına ilişkin kamuoyuna şimdilik iki ayrı rapor sunuldu. Bu yılın sonuçlarını değerlendiren OECD raporu ‘Türkiye’nin, PISA’da 10 yıldan uzun bir süre boyunca çoğu alanda iyileşme gösteren az sayıda ülkeden biri olduğunu’ yazdı.
OECD’nin bu raporunu Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü de hem özetledi hem değerlendirdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın raporunda göre ise Türkiye PISA 2022 sonuçlarında matematik alanında 2018 ile hemen hemen aynı puanı alırken, fen alanında alanında daha yüksek puan elde etti, okuma becerilerinde ise daha düşük performans gösterdi.
İyi haberlerden devam edersek matematik ve fen alanlarındaki Türkiye PISA 2022 ortalamaları, PISA’da şimdiye kadar elde edilen en yüksek sonuçlar arasında yer aldı. Anadolu Ajansı, OECD’nin raporundan hareketle aşağıdaki info-grafiği hazırlamış:
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünün (OECD) 81 ülkenin katıldığı PISA 2022 raporuna göre, Türkiye, 10 yıldan uzun bir süre boyunca çoğu alanda iyileşme gösteren az sayıda ülkeden biri oldu
Türkiye kendi içinde gelişme gösterse matematik alanında, 81 ülke arasında 39’uncu, 37 OECD ülkesi arasında ise 32’nci sıraya yerleşti.
Fen alanında 81 ülke arasında 34’üncü, 37 OECD ülkesi arasında 29’uncu sırada yer aldı.
Okuma becerilerinde 81 ülke arasında 36’ncı, 37 OECD ülkesi arasında 30’uncu sırada çıktı.
OECD’nin önceki gece yayınladığı PISA sonuçları, dünyanın 2020-21 yıllarında yaşadığı, neredeyse her ülkede okulların kapatılmasına, eğitimin imkanlar dahilinde uzaktan yapılmasına neden olan korona salgınından çok ağır bir darbe aldığını gösteriyor.
OECD raporuna göre zaten katılımcı ülkelerin PISA sınav ortalamaları düşme eğilimindeydi, salgın yüzünden bu düşüş çok hızlandı. Şu grafik, dünya çapında yaşanan eğitim çöküşünü gösteriyor:
Dünya çapında genel olarak bu düşme yaşanırken düşüş her ülkeyi aynı şekilde etkilemedi. Nitekim Türkiye’nin puanlarının yerinde saymasından, hatta bilim (fen) alanında bir yükselme yaşanmasından, ülkemizde salgın sırasında uzaktan eğitimin başarı sağladığını bile söyleyebiliriz.
Şu tablo ve grafik de, dünya çapında ilerleme ve gerilemeyi gösteriyor:
OECD’nin PISA sınav sonuçlarını yorumlarken kullandığı en önemli ölçütlerden biri, eğitimin eşitlikçiliği. Burada kasıt, toplumdaki bütün sosyo ekonomik grupların eğitimden eşitlikçi biçimde yararlanıp yararlanamadığı.
Türkiye, eğitimde eşitsizliklerin yüksek olmasıyla, fakir aile çocuklarına yeterince iyi eğitim verememekle çok eleştirilen bir ülke. Fakat bu yılki PISA sonuçlarında, örneğin matematik eğitimi alanında Türk çocuklarının elde ettiği sonuçlar, Alman çocukların elde ettiği sonuçlara göre daha eşitlikçi.
Bu grafikte, Türkiye’de toplumun en az gelir elde eden yüzde 10’luk diliminden gelen çocukların matematik sınavındaki ortalama notu 417, bizim bir alt basamağımızda kalan Almanya’nın en az gelir elde eden yüzde 10’luk diliminden gelen çocukların notu ise 396. Türk çocuklarının notu en zengin yüzde 10’luk grubun dışında bütün gelir gruplarında Almanya’dan daha yüksek.
Ama tabii bir de bu sıralamanın şampiyonu var: Japonya. Bu ülkede en fakir çocukların notu bile çoğu ülkenin toplam notundan yüksek: 453.
PISA’nın dünya sıralamasına baktığınızda Güney ve Güneydoğu Asya ülkeleri uzun süredir en yüksek notları almaya devam ediyor. Bu yılın şampiyonu da Singapur. Bu küçük ve zengin şehir devletinin çocukları matematikte tam not olan 600’e çok yaklaşmış, 575 almışlar.
İkinci sırada Çin’in Macau şehri, üçüncü sırada Tayvan ve dördüncü sırada da Hong Kong var. Onların ardından Japonya ve Kore geliyor. Sadece bu sonuç bile dünyada zenginliğin ne yöne kaymakta olduğunu gösteriyor zaten.