Ender Saraç davasında ortaya atılan iddialardan artık midem bulandığı için ve birbirlerinden nedense ölümcül nefret ediyor görünen anne ve babanın arasında kalan 14 yaşındaki çocuğa yapılanlara kalbim dayanamadığından dışarıya çıktığım akşamlar bu konu konuşuluyorsa hem gruptan ayrı takılıyorum, hem de eve erken dönüyorum.
Bu dava bir gün çocuğun hakları korumaya alındıktan sonra düzgün sürdürülürse belki o zaman biraz ilgileneceğim ama bugünkü düzeysizlik sürerse artık midem kaldırmadığından ne dinler ne de okurum bunun hakkındakileri.
Sevgilimle de kavga ettim, bir süreliğine diye ayrıldık, daha sonra bakacağız duruma. Bir gece baktım erkek arkadaşlarıyla Ender Saraç’ın iğrenç bir şekilde sızdırılan duş videosu hakkında ve eşcinseller ile ilgili ayı bir erkek şovenin bile söylemeye utanacağı şeylerle eğlenmeye çalışıyorlar.
Çektim benimkini bir yana, ‘Utanmıyor musun insanın cinselliği hakkında böyle iğrenç konuşmaya? Ne hakkınız var? Rusya’da eşcinsellerin aynı zamanda genç çocuk istismarcısı olduğu imajı yaygın olduğu için orada eşcinsellerin hayatı tehdit altında, bunu bilmiyor musunuz? Burada da Ender Saraç hakkında bu algının yaratılmaya çalışıldığının farkında değil misiniz, biraz kendine gelin’ dedim.
O da bana sevimli olmaya çalışarak ‘Kendimize gelmezsek ne olur’ deyince eşyalarını alıp evden gitmesini ve beni aramamasını söyledim.
Artık barbarlara bile yakışmayan bu konuşmaların etrafımda olmasına tahammül edemiyorum. Eski sevgilim güya Batıyı tanıyan, uzun yıllarını Berlin’de geçirmiş bir adam. İnsanın nüvesinde bir şeyler yoksa daha sonra da olamıyor galiba.
Bu konu ile bağlantımı kesmişken bir ara çok konuşup şimdi unutmuş gibi olduğumuz fenomenler meselesinde ne olup bittiğine bakmaya çalıştım.
Engin ve Dilan Polat hakkındaki cezaevi haberleri artık rutine düştü, Dilan acaba ev hapsiyle salınacak mı haberleri de öyle oldu.
Bahar-Nihal Candan kardeşler ile ABD’de olan Eylül Öztürk şimdi çok daha gündemde.
Ama benim asıl merak ettiğim Deniz Akkaya’nın fenomenler söz konusu olunca neden böyle sinirlendiği ve bu sinirle arada küfür bile ettiğiydi.
Tamam ben işin geçmişini bilmiyor olabilirim. Ama Akkaya ile ilgili haberleri yazanların bizim olan biteni daha iyi anlamamız için bunun geçmişini de anlatması gerçeği anlamamız açısından iyi olmaz mıydı?
Biraz meseleyi Google’ladım baktım ne olup bitiyor diye. Bu Deniz Akkaya Gülben Ergen’e bile zamanında hayli sert çıkışmış Dilan Polat’ı kolluyor gerekçesiyle. Fenomen adı geçtiğinde bile tepesi atıyor kadının.
Şimdi de bütün fenomenlere, özellikle ABD’deki Eylül Öztürk ile onun kocasına özel kini varmış gibi konuşuyor. Bir kadının ağzına katiyen yakışmayan küfürleri onlar hakkında sıralayabiliyor. Bu kin acaba neden oluştu? Geçmişte o fenomenlerle arasında neler yaşandı acaba?
Bunu muhakkak bir tek ben bilmiyorumdur, sadece son haberleri okuyunca merak ettim diye yazdım bunları.