Gençlere rol modeli

Hayat felsefemizin ‘her Türk bir gün ya dolandırılacaktır ya da dolandırıcı olacaktır’ haline dönüştüğü bugünlerde kendilerine örnek alabilecekleri bir rol modeli arayan özellikle gençlerimize bu ülkede hızla başarıya ulaşmaları için gereken önemli bir  rol modelini tanıtacağım. bu yazı bir kamu hizmetidir..

***

Osman Ziya Sülün 1923’te İstanbul’da doğdu.

Sülün Osman diye tanınması 1948 yılında Fatih’te tuttuğu evin sahibini dolandırdıktan sonra oldu.

Bir kişinin saf olup olmadığını uzaktan anlamakta olağanüstü sayılabilecek bir yeteneği vardı. 

Şehir içinde avare gibi dolaşırken gözüne kestirdiği saf insan bulamazsa Anadolu’nun her yerinden gelenlerin şehre ilk giriş yaptığı Haydarpaşa tren garında beklerdi.

***

iç göçler nedeniyle Istanbul içinde saf insan sayısı kısa sürede çok artınca beklemek için gara gitmesine pek gerek kalmadı gerçi.

ilk işlerini birkaç yardımcısı ile birlikte yaptı. örneğin Dolmabahçe sarayı girişi kalabalık olduğu zamanlarda bu yardımcıları ona saati sorduğunda cevap vermek yerine Dolmabahçe saat kulesini gösterir, saati soran yardımcısından  saat kulesinden saati öğrenme parası ister, parayı da çevredeki halka göstere göstere sayarak alırdı. bunu gören saflardan biri yanına yaklaştığında saat kulesinin sahibinin olduğunu ve isterse saati soranlar nedeniyle daima çok para kazandıran bu kuleyi kendisine satabileceğini söylerdi. Ve tabii ki bunu isteyen çıkınca da satardı kuleyi.

***

Aynı taktiği Taksim meydanında da uygulardı.

Taksim meydanının bir girişinde yola halı serer ve yolun başına tabure koyup otururdu. bu işteki  yardımcıları halılı yoldan meydana girmeye çalıştığında onlardan ayak bastı parası isterdi ve herkesin gözü önünde parayı alırdı. saflardan biri merak edince ona da sahibi olduğunu söylediği meydanı satardı ayak bastı parasını o kazansın diye.

***

daha sonra sattıkları arasında İstiklal caddesindeki tramvay, şehir hatları vapuru ve Galata kulesi de vardı.

***

bir defasında ABD’nin Altıncı filosu İstanbul’a geldiğinde Sülün Osman hızını alamadı ve filodaki dev uçak gemisini bile sattı.

***

satamadığı olunca da, örneğin tarihi eserleri, isteyene kiralardı.

***

onun satışları ve satış pazarlıkları Kemal Sunal’ın filmlerine konu olmuştu.

***

sonunda Galata kulesinin de satış pazarlığını bitirmek üzereyken suç üstü yakalandı ve hapse düştü.

***

Hapisteyken, belki inanmayacaksınız, mahkumlara ‘alın teri ile yaşamak’ konulu konferanslar da verdi. konferansına takım elbiseli çıkar ve alın teri ile yaşamayı anlatırdı ciddi ciddi. bunun aslında bir espri olup olmadığı  ise bugüne kadar meçhul kaldı.

Mahkemedeki savunmasında ‘kusura bakmayın hakim bey. Bu memlekette galata köprüsünü satın alacak eşekler olduğu sürece ben bu köprüyü daha çok satarım’ demişti.

***

bir ara evlenmek isteyen kadınlara eş bulmalarında yardımcı olacağı iddiasıyla medyumluk bile yaptı. 18 yaşında bir sevgili bulduğunda eşi ‘inşallah onunla evlenir de ben de şahidi olurum’ bile demişti.

***

bütün dolandırıcılar gibi yüzsüzdü de. Aziz Nesin’in Fil Hamdi hikayesinde kullandığı ’Sülün Osman pırrr’  ifadesinin kendisini rencide ettiğini söyleyerek dava bile açtı.

Filmde bir dolandırıcıyı canlandıracak Sadri Alışık’a rolünü iyi oynasın diye 500 lira karşılığında dolandırıcılık dersi verdi.

***

1984 yılında 61 yaşındayken her zaman kaldığı Beyoğlu’ndaki otel odasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Kimlik taşımadığı için kimsesizler mezarlığına gömüldü.

***

ülkenin bu yeni durumunun yeni rol modelini umarım sayıları gittikçe büyümekte olan bütün potansiyel dolandırıcılar dikkatle okur ve gerekli dersleri çıkarır.