Bilim Teknoloji 13 Temmuz 2023
Bu haber 2 yıl önce yayınlandı

‘Sessizliğin sesi’ni gerçekten duyuyormuşuz

Johns Hopkins Üniversitesi'ndeki filozof ve psikologlardan oluşan bir ekip, yeni bir makalede çok eski bir tartışmayı nihayet çözüme kavuşturduğunu iddia ediyor: Sessizliğin sesini gerçekten duyup duymadığımızı.

Bir müzikli gösterinin sonunda oluşan sessizlik, çarpıcı bir konuşmadaki duraklama, arabayı kapattığınızdaki o sessiz an. Hiçbir şey duymadığımız zaman duyduğumuz şey ne? Sessizliği mi algılıyoruz? Yoksa sadece hiçbir şey duymuyor ve bu yokluğu sessizlik olarak mı yorumluyoruz?

Simon & Farfunkel’in ‘Sound of Silence’ (Sessizliğin Sesi) şarkısının da felsefi altyapısını oluşturan bu sorular, psikologlara test edebilecekleri bir konu sunuyor. Proceedings of the National Academy of Sciences’da pazartesi günü yayımlanan bir makalede araştırmacılar, insanların sessizlikleri de duydukları sesler gibi algıladıklarını göstermek için bir dizi ses illüzyonu kullandı.

Çalışma, beynimizin sessizliği nasıl işlediğine dair fikir vermese de sonuçlar, insanların sessizliği sadece sesler arasındaki bir boşluk olarak değil, kendine özgü bir ‘ses’ çeşidi olarak algıladığını gösterdi.

Araştırmacılar deneyi gerçekleştirmek için bilindik işitsel hilelerden yararlandı. Ancak bu testlere bir değişiklik ekleyerek, belirli aralıklarla salt hiçliğin yerine gürültü yerleştirdiler ve ardından katılımcıların beyinlerinin geleneksel, gürültülü, ses yanılsamalarına verdikleri tepkiyle aynı tepkiyi verip vermediklerini ölçtüler.

Psikoloji ve beyin bilimleri yardımcı doçenti ve Johns Hopkins Algı ve Zihin Laboratuvarı yöneticisi Chaz Firestone, “Eğer seslerde yakaladığımız yanılsamaları sessizlikte de yakalayabiliyorsak o zaman bu, sessizliği gerçekten duyduğumuza dair bir kanıt olabilir” dedi.

1000 katılımcı, yedi farklı testte değerlendirildi. Araştırmacılar tüm testlerde katılımcıların beyinlerinin sessizliğe de gürültüye verdikleri tepkinin aynısını verdiklerini tespit etti. Bu da hiçbir şey duymasak bile sessizliği duyduğumuz anlamına geliyor.

Çalışmada, “Her halükârda sessizlikler, sese dayalı örneklerine mükemmelen benzeyen zamansal çarpıtmaları ortaya çıkardı. Bu da işitsel sürecin sessizlik anlarını sesleri işlediği gibi işlediğini gösteriyor. Sessizliği gerçekten algılıyoruz ama çıkarım yapamıyoruz” dedi.

Çalışmanın yazarlarından biri olan, John Hopkins’te filozof ve psikolog Ian Phillips, “Bir sesin işitsel olarak işlenmesine özgü gibi görünen yanılsamalar ve etkiler, sessizliklerde de karşımıza çıkıyor. Bu da sesin yokluğunu gerçekten duyduğumuzu gösteriyor” dedi.

Sonuçlarla ilgili düşülen tek şerh ise John Hopkins araştırmacılarının katılımcıları yönlendirdiği sessizliklerin çeşitli ses ortamlarının içine yerleştirilmiş olması. Bununla birlikte deneyin sonuçlarının epey ilgi çekici olduğu ortada. Özellikle de argümanın ağırlığı göz önünde bulundurulduğunda.

Biz de haberi Futurism gibi ‘Sound of Silence’e atıf yaparak bitirelim: Sözleriniz, sessiz yağmur damlaları gibi sessizliğin kuyularında yankılanırsa, bilin ki duyduğunuz şey sessizliğin sesi.

 

Ölürsem sayfanda paylaşım yapma, istememÖlürsem sayfanda paylaşım yapma, istemem

Araştırmacılar, ‘sessizliğin sesi’ni gerçekten duyup duymadığımızı araştırdı. Fotoğraf: Shutterstock

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.