Birleşik Krallık’ın 96 yaşındaki kraliçesi 2. Elizabeth dün 70 yıllık hükümdarlığından sonra hayatını kaybetti. Kraliçe daha iki gün önce ülkesinin yeni başbakanı Liz Truss’a bu görevi resmen vermişti, son anına kadar aktifti. Kraliçenin ölümü başta İngiltere olmak üzere dünyanın pek çok yerinde üzüntüye neden oldu. Bunun başlıca sebebi, Kraliçenin uzun hükümdarlığı süresince hem modern zamanların “medya kraliçesi” olması hem de bir kraliçeye yakışır şekilde belli bir mesafede kalmasıydı. Kraliçe, doğduğunda Birleşik Krallık “Üzerinde güneş batmayan imparatorluk”tu ama birinci dünya savaşından itibaren bu statüsünü kaybetmeye başladı. 1952’de babasının ölümünün ardından tahta çıkan Elizabeth, bu imparatorluğu oluşturan eski sömürgelerin birer birer bağımsızlaşmasına tanıklık etti, yumuşak bir geçişi mümkün kıldı. Bu sayede bugün Birleşmiş Milletler üyesi 191 ülkeden 16’sında Elizabeth hala “kraliçe” ünvanına sahip ama bu ülkelerin her biri bağımsız. Eski İngiliz imparatorluğunu oluşturan topraklarda bugün 54 bağımsız ülke var. Elizabeth’in ardından Amerikan ve İngiliz basını anma yazılarıyla dolu. Bunlardan The New York Times’ın “ardından” yazısı ile monarşiye karşıt tutumuyla bilinen İngiliz gazetesi The Guardian’ın “ardından” yazısı oldukça kapsayıcı. BBC’nin “ardından” yazısı, monarşinin değişen yüzünü anlatıyor. Seremonileri ve protokol düzenleriyle meşhur olan Buckingham Sarayı, daha Elizabeth’in sağlığında onun cenaze törenini, kimin nerede duracağına kadar planlamıştı. Elizabeth’in cenaze töreni önümüzdeki günlerde yapılacak, bu arada geçen yıl ölen eşi Philip’in naaşı olduğu yerden çıkarılıp Elizabeth’le birlikte yeniden toprağa verilecek.