11 Eylül 2023

Spor Hayatının Neresinde?

Elimde olsa sevdiğim tüm spor dallarını canlı izlemek isterim. Sporcuların yaptıkları spora ve rakiplerine saygısı, adanmışlıkları gerçekten çok etkileyici. Başarı kolay gelmiyor.

1990’larda her Avrupa maçının olduğu akşam, şirketten servislerle tüm çalışanlar otobüslere doluşup Abdi İpekçi’ye takımımızı desteklemeye giderdik.

Hiç bir zaman çok iyi bir sporcu olamadım. İlkokulda basketbol ve futbol kursları, ortaokulda voleybola giriş ve çıkış, sonra da kapanış. Zaman zaman okul voleybol takımlarında yedek oyuncu bile oldum. Sonunda saha içinde değil tribünde daha iyi olduğuma karar verdim.

Pertevniyal Lisesi’nde okurken okulun voleybol, basketbol ve hentbol takımları her zaman çok kuvvetliydi. İstanbul ve Türkiye Liselerarası turnuvalarda iyi işler çıkarırlardı. Okulun beden eğitim öğretmenleri ve takım koçları olan Ayşegül ve Aydın hocalar işlerinde hem çok disiplinli hem de çok tutkuluydu. Lise 1’ de önümde ve arkamda Türk Milli Takımı’nın iki oyuncusunun oturması da beni etkilemiş olabilir. Serap ve Munip, Ezcacıbaşı’nın A takımının ilk altı oyuncularıydı. Dolayısıyla iyi bir spor takipçisi olmak kaçınılmazdı. En büyük konularımız onların maçları, antrenmanları ve yurt dışına gidiş gelişleri olurdu.

Hayalim Hypers’ı global bir ekosistem yapmak, New York’a taşımakHayalim Hypers’ı global bir ekosistem yapmak, New York’a taşımak

Biz de arkadaşlarımızı ve okul takımımızı desteklemek için her maçta soluğu Bağlarbaşı Spor salonunda alırdık. Okul sanırım maçlara gitmek ve desteklemek isteyenlere çok ses çıkarmazdı. Takımlarımızın aldığı iyi sonuçlar hepimizi gururlandırırdı. Kazandığımız maçlardan sonra bizim ekip takımın çıkmasını bekler Pertevniyal Marşı ile onları karşılardık.

Efes basketbolda önüne geleni yeniyordu

Üniversiteye başladık, bu sefer en iyi arkadaşlarım futbol taraftarı oldu. Özellikle arkadaşlarımdan Gamze ve İsmet tam bir Galatasaray ve futbol tutkunuydu. Voleybol ve basketbolun üzerine futbol eklendi. Ben de Galatasaraylı olduğumu hatırladım. Üstüne GS’nin Avrupa’da fırtınalar estirdiği yıllarda eklenince biz her hafta
kendimizi sabah saatlerinde Mecidiyeköy’de Ali Sami Yen’in en ucuz biletlerinin olduğu kale arkası kuyruklarında bulduk. Futbol aşkı 10 yıl kadar devam etti, ama maçlar kadar öncesindeki arkadaşlarla buluşmalar maçlar kadar keyifliydi.

Üniversite bitti ve iş başvuruları. Karşıma Efes’in ilanı çıktı. Efes basketbolda önüne geleni yeniyordu ve uzun yıllar da böyle devam etti. Ben de spora bu kadar önem veren ve Avrupa’da ses getiren bir ekibin parçası olmak istedim sanırım ve iş hayatım
başladı.

90’larda Efes’in taraftarı bugünkü gibi stadları doldurmuyordu. İş bize düşüyordu, her Avrupa maçının olduğu akşam, şirketten servislerle tüm çalışanlar otobüslere doluşup Abdi İpekçi’ye takımımızı desteklemeye giderdik. İşçisi, müdürü, depocusu, aşçısı aynı bölümde oturur rakiplere gözdağı verirdik!

Sen hiç girişimci oldun mu?Sen hiç girişimci oldun mu?

Dedim ya, ben izlemeyi ve desteklemeyi seçtim. Bu aşkım da hiç bitmedi. Voleybol, basketbol ve daha sonra teniste eklendi. Futbol ise 2000’lerden sonra hayatımdan çıktı. Hala da yok.

Sonra, Rusya’ya gidiş. Pazarlamanın başına geçmişim ve aklıma ilk gelen spor ile markalarımız arasında bağ kurmak. Bütçeler küçük, Ruslar neler sever ve destekler anlamaya çalışıyoruz. Araştırmalar ve duyduklarımız buz hokeyi, artistik cimnastik, biraz basketbol biraz da futbol. Buz hokeyi maçına gidiyoruz, hayatımızda hiç olmamış ve anlamıyoruz. Üstelik bütçeler çok yüksek.
Ekip Uluslararası Jimnastik Federasyonu ile iletişime geçiyor ve Avrupa ve Dünya Cimnastik Şampiyonu’na Efes markası ile sponsor olmak istiyoruz’ diyoruz. Beklediğimizden daha küçük bir bütçe ile sponsor oluyoruz. Tüm dünyada yayınlanan televizyon yayınlarında ve stadyumlarda artık markamız var. İlk şampiyona Budapeşte’de ve tüm ekip oradayız. Bol sayıda madalya alıp dönüyoruz ve artık bu sporda hayatıma giriyor. Neredeyse o dönemim tüm iyi cimnastikçilerini ve hareketleri ezbere sayabiliyorum.

Köy okulundan Harvard’a değil, Harvard’dan değişimi başlatmak için tersine yolculuk!Köy okulundan Harvard’a değil, Harvard’dan değişimi başlatmak için tersine yolculuk!

6 saat güneş altında sıra bekledik

Dedim ya, hayatıma tenis giriyor hatta oynamaya başlıyorum. Hafta sonları tenis hocası ile birlikte öğrenme ve oynama çalışmaları. Bu arada iyi bir seyircisi oluyorum. Burnumuzun dibinde her yıl Moskova Tenis turnuvası yapılıyor. Her yıl çoluk
çocuk gidip en iyileri seyrediyoruz. Hayalim Wimbledon’da maç seyretmek, o da oluyor. Eşimle beraber 6 saat güneş altında sıra bekleyip biletimizi alıp Nadal maçı seyrediyorum. Yine geleceğim diyorum çıkarken büyük keyifle. Dünyanın en büyük tenisçileri yanımdan geçerken.
Berlin Olimpiyat Stadı’nda tarihin en trajik Dünya Kupası Finali’ni yine ekiple beraber seyrediyoruz. Zidane’ın kafa atarak kırmızı kart görmesiyle binlerce kişi harika bir maç seyretmeyi ve ben tekrar futbola ısınmayı umarken büyük hayal kırıklığı. İtalya’nın şampiyonluğunu alkışlıyoruz.

London 2012 baskılı tişörtümü hala çok severek giyiyorum

Futbol Milli Takım sponsorluğu yıllarca devam ediyor, federasyon başkanları ve oyuncularla gittiğimiz her şehirde aynı otelde kampyapıyoruz. Japonya’ya gidip maçları izliyoruz. Dünya kupası oynanırken toplantı odasına televizyon kurup ve tüm ekibi toplayıp maçları seyrediyoruz. Çok güzel duygular yaşıyoruz.
Ve 2012 Londra Olimpiyatları, bizim pazarlama ekibi harika bir program yapmış. Voleybol, yüzme, atletizm. Olimpiyatları yıllarca televizyondan takip etmiş biri olarak dünyanın her ülkesinden spor izleyicisiyle, sonuçtan ve ülkeden bağımsız olarak sporu ve sporcuyu kutlamak inanılmaz hissettiriyor. Hiç bilmediğiniz spor dalları ve sporcuları alkışlayarak emeğine saygı duyduğunuzu göstermek istiyorsunuz. Olmpiyatlarda yarışmak her sporcunun hayali ve başarması en zor işlerden biri. London 2012 baskılı tişörtümü hala çok severek giyiyorum.

Tekrar Türkiye’ye dönüş ve basketbolun ve voleybolun yine hayatımı doldurması. Kadın voleybolu ise Efes ve basketboldan sonraki en büyük favorim. Fenerbahçe, Vakıfbank, Ezcacıbaşı Avrupa’yı domine ediyor. En iyi oyuncular Türkiye’de oynuyor.
Kızım 8 yaşında, Vakıfbank’a voleybol okuluna gidiyor. Vakıfbank’a gönlüm kayıyor. Her maçını takip etmeye başlıyorum. Onlar da beni hiç üzmüyor, hep üstlerde ve çok iyi mücadele eden bir takımlar.
Efes basketbol kadro ve koç değişikliğine gidiyor, yıl 2017. Yıllardır beklenen başarılar gelmeye başlıyor. Sinan Erdem ikinci evimiz oluyor. Kupalar, başarılar geliyor ama en önemlis çok iyi bir takım oluyorlar.. Bazen Efes’in tek maçı için Barselona’ya gidip ertesi gün dönüyoruz. İş seyahatindeysek ve akşama maç varsa mutlaka gideceğimiz yerde bir maç izleme operasyonu yapılıyor. Hatta bir seyahatte uçakla maç için Atina’ya maç öncesi inip sonrası geri dönülüyor.

Gençlerle birlikte üretme cesaretimiz var mı?Gençlerle birlikte üretme cesaretimiz var mı?

Kadın Voleybol Takımımızın final maçını ülkenin yarısı izlemiş

Avrupa, dünya kupaları, olimpiyatlar ve turnuvalar. Elimde olsa sevdiğim tüm spor dallarını canlı izlemek isterim. Sporcuların yaptıkları spora ve rakiplerine saygısı, adanmışlıkları gerçekten çok etkileyici. Başarı kolay gelmiyor. Sevmek, inanmak ve hayal etmek. Adım adım hedefe gitmek ve sonuç olmak. Her yıl binlerce çocuk ve genç tenise, baskete, voleybola ve atletizme başlıyor. Sonuna kadar getirenler ve şampiyon olanlar ise sayılı. Ama bu yine de gençlerin onlardan ilham almasını ve spora başlamasını durdurmuyor. Hatta iyi karakterli ve işini iyi yapan sporcuların
sayısı arttıkça daha çok çocuk ve genç başlamak için harekete geçiyor.
Geçen haftanın en iyi haberleri, arama motorlarında Türkiye’de en çok aranan kelimeler voleybol okulu ve kursu olmuş. Avrupa şampiyonu olduğumuz Pazar gecesi gecesi Kadın Voleybol Takımımızın final maçını ülkenin yarısı izlemiş.

Oynayalım, seyredelim ve destekleyelim. Daha çok işimiz var.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.