Elazığ’da tarikat yurdundaki baskı yüzünden intihar eden tıp öğrencisi Enes Kara’nın ‘ölüm çığlığı’ aynı sıkıntıları yaşayan gençlere ses oldu. Zorla başörtüsü takan ya da baskılarla başörtüleri çıkarılan kadınların buluştuğu Yalnız Yürümeyeceksin adlı platformda, Enes’in ölümünün ardından bir mektup yayınlandı. Mektup, cemaat yurdunda kalan bir genç kıza aitti ve şunlar yazılıydı: “Bu bir intihar mektubu değildir. Yaşamak istiyorum. Bu mektubu isimsiz yazıyorum, çünkü şiddet görebilirim, eğitim hakkım elimden alınabilir. Enes Kara’yı iliklerime kadar hissettim. Biz kadınlar olarak daha ağırını yaşıyoruz. Ailesinden gizli başını açan bir arkadaşımızın fotoğrafları ailesine gönderildi. Ondan bir daha haber alamadık. İlk tarikat yurdunda kaldığımda 5. sınıftaydım. Kendimi en büyük günahkar sanıyordum. Erkek kuzenimle oyun oynarken ona dokundum diye cehenneme gideceğimi düşünüp ağlıyordum. Şu an kaldığım yurtta pencereden bakmak, bahçeye çıkmak yasak. Telefon haftada birkaç saat veriliyor. Hapishaneden tek farkı, kapıda cezaevi yazısı olmaması.”