14 Ekim 2023

Dedikodunun acımasız olabildiği ortamlar

Herkes ahlak polisliğine soyunmuş, Serenay Sarıkaya'nın annesi ile Cansu Tosun'un babasının aşkını konuşuluyor. Oysa hanginiz aşk başa geldiğinde Ben yokum" diyebilirsiniz ki?

Kenan Tosun – Ümran Seyran Nişantaşı’nda görüldü (fotoğraf: Snob Magazin). Mehmet Ali Erbil, 40 yaş küçük sevgilisine evlenme teklif etti (sağda, üstte). Bestemsu Özdemir “Estetiğim yok, benim yanaklarım hep böyleydi” dedi (sağda, altta)

Ben dedikodunun acımasız olabileceği ortamlarda bulunmaya alışığım. Kendim hiç konuşmuyor muyum aman canım olur mu öyle şey. Camiamdaki herkes gibi  bazen dedikodudan ben de çok hoşlanırım.

Ama şu da var. Magazin alemi diye de tanımlayabileceğim  camiamızda  bu aralar konuşmalarımızın konusu olan bazı kadınlar hakkında biraz susmak ve onları  korumak biz kadınlar olarak görevimiz olmalı diye de düşünüyorum.

Bu fikrimi o kadınların ismini vererek anlattığım bazı kız arkadaşlarım ‘kendi düşen ağlamaz’ tavrındaydılar. Onlar galiba aleyhte  konuşmaya devam  edecekler. Eh kendiniz bilirsiniz ama aynı işler sizin de bir gün başınıza gelirse  o zaman  bu konuşmamızı hatırlayın dedim onlara. Sayısı az olmayan bazı  kadınlar ise benimle aynı fikirdeler. Konularımız üzerinden tekrar geçtik onlarla ve tavırlarımıza ayarlar vermeye karar verdik.

Özelikle gündüz çay kahve, bazen e beyaz şaraplı  buluşmalarımızdaki konularımızı size de aktarayım istedim bugün.

Uzun süredir  Ümran Seyhan camianın kadınlarının başlıca konuşma konusu.

Hatırlayın bir süre önce Serenay Sarıkaya’nın annesi Ümran Seyhan, Nişantaşı’nda bir erkekle yürüyüş yaparken tesadüfen görüntülendi. Seyhan’ın yürüyüş yaptığı kişinin, oyuncu Cansu Tosun’un babası Kenan Tosun olduğu belirlendi. 

Seyhan’ın samimi bir şekilde yürüyüş yaptığı Kenan Tosun evli. 

Sarıkaya ve Cansu Tosun’un yazlık sitelerinde de komşular. Ümran Seyhan, Kenan Tosun’un eşiyle de arkadaştı. İki aile sıkça görüşüyor evlerde buluşuyorlardı. Bunun sonunda Kenan Tosun ile Ümran Seyhan (sosyal medyadaki ismi Ümran değil Umay) yakınlaşmaya başladılar. Aralarında bir aşk ilişkisi doğdu. Paparrazi kaynayabilen  Nişantaşı’nda birlikte dolaşacak kadar dünyayı umursamayan sevgililerin aşkı foto muhabirine yakalanınca ortaya çıkmıştı. Kenan Tosun’un eşi kendisine hayli acı vermiş olması gereken kocasının ilişkisini doğruladı.

Gelen son habere göre Ümran Seyhan ve Kenan Tosun birlikte yaşamaya başladılar. Eşinden boşanma kararı alan Kenan Tosun, Ümran Seyhan’ın Şişli’deki evine taşındı.

Olayın özeti bu, tamam mı. 

Şimdi sanki bizler ilişkilerimiz söz konusu olduğunda her zaman çok ilkeliymişiz gibi Serenay ve annesi hakkında ileri geri konuşmaya başladık. Yok efendim bu yasak aşkmış, insan evine girip çıktığı arkadaşının kocasıyla böyle işler hiç yapar mıymış, falan filan herkes anlatıyor da anlatıyor. 

Bu yaşananın insana özgü bir kaza olduğu, herkesin her an böyle bir işin  içine girebileceği unutulmuşa benziyor. Adam kendinde iradesi dışında oluşan aşkını kabul etmiş ve gereğini yapıp eşinden ayrılıp sevdiği kadınla da yaşamaya başlamış. Bu çok ideal bir durum mu, gayet tabii ki değil. Bunları sadece eşi değil kendisi de acı çekerek yapmak zorunda kaldığını sanıyorum. 

Camiamızda hemen herkes bu konu açılınca nedense bir ahlak polisine dönüşüyor.

Her konuşmada diyorum ki onlara, ne yani bizler çok mu dışındayız bu gibi durumlara düşmenin? Gayet tabii ki hayır. Bu durumda kendiniz hakkında söylendiğiniduymak istemeyeceğiz lafları şimdi düşüncesizce anlatıp ahlak polisliğine oynamayın lütfen.

Bana daha da acı veren konu şu: Bu işte başrolü kapan Ümran Seyhan acaba Serenay Sarıkaya’nın annesi olmasaydı bu yaşananlar acaba bu kadar çok konuşma konusu olabilir miydi?

Ve daha da beteri, Serenay Sarıkaya’nın da daha önce bir evli bir işadamı ile aşk yaşamış olması bu söylenti furyasını tetikliyor olabilir mi acaba? Konuşmaların temelinde bu da varsa o zaman gerçekten pes vallahi.

Hem Serenay Sarıkaya, hem Cansu Tosun sorulduğunda ‘Bu konu hakkında bizim yorum yapmamız doğru olmaz’ demişler. İyi de yaptınız, aferin kızlar. Doğru olan fazla karışmadan sevdiklerinize yapabildiğiniz kadar sahip çıkmaktır bu durumda.

Ben bir kadın olarak olan biten her şeyi onaylamasam da (zaten benim onayım olmamalı) hem Serenay Sarıkaya’nın, hem de annesi Ümran Seyhan’ın amatör ahlak polislerinin acımasız dedikodu konusu olmaktan  hemen çıkarılmasını istiyorum.

Bir de tabii ki yine korumamız altına almamız gereken Dilan Polat’ın durumu var.

Özelikle Masak raporundan sonra belli oldu ki bu kızcağız kavramak anlamak mümkün olmayan başka bir alemin içine düşmüş ve bazılarının oyuncağı olmuş.

Fenomenlik belasının tuzaklarının hepsinin birden içine düşüvermiş. Erkeklerin güce dayalı sert dünyasında hala hayal  oyunları oynamaya çalışan bir kız çocuğu bence daha o. 

Tamam bazı, örneğin banknotlardan bigudi yapmak veya altınlı kahve içmek gibi şeyler tabii ki iticiydi ama her yaramaz çocuk gibi o da arada bir itici olabiliyor işte. Şimdi görünen o ki onun ve kocasının hayatı fena halde duvara toslamak üzere. Bir kadın olarak dileğim Dilan Polat  işin içinden fazla yara almadan çıkabilsin. Bu yüzden onu erkek oyuncular  ve gayet tabii ki kocasına karşı da koruyucu tavırlar almamız gerekiyor.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.