Dostlarım, bilmem hatırlar mısınız bundan bir süre önce Bağdat caddesinde her gün aynı saatte bir kadının üzerinde sadece ip bikiniyle yürüdüğü konuşulmaya başlanmıştı İstanbul’da. Bu bizzat gidip göremeyenler için neredeyse bir şehir efsanesine dönüşmek üzereydi.
Bağdat caddesinde park sorunu artık metro sayesinde ortadan kalktığından bir gün metroya atlayıp kızın yürüme saati olan 17.30’da caddede oldum. Ve efsanenin gerçek olduğunu gördüm. Güzel vücutlu kız fütursuzca, kendinden emin adımlarla yürüyordu caddede. Kimseyi rahatsız eder gibi de değildi. Hatta çoğu insan herhalde ayıp olmasın diye düşündüğünden olsa gerek kıza fazla bakmıyordu bile.
Ama burası Türkiye. Sonunda tabii ki beklenen oldu. Polis müdahale etti kızın yarı çıplak yürüyüşüne. Ben eskiden bu yana ülkemizde gerekirse polisin müdahale etmesine imkan veren bir takım yasaların elde hazır tutulduğuna inanırım. Sonunda onun yürüyüşü için de bir yasa bulunmuş ve uygulanmıştı.
Daha sonra arkadaşlarımla sohbetimde konu açıldığında ben Melisa Yaren Aydınalp’in bu yürüyüşünü performans sanatı olarak yorumlamıştım. Arkadaşlarımın bir bölümü ise aslında bir siyasi protesto ve kadının istediği gibi özgür giyinmesi ilkesini savunan bir duruş olduğunu söylemişti.
Ben performans sanatı olmasının siyasi içerik ile çatışmayacağını kızın bunun ikisini de aynı yürüyüşte ifade ediyor olabileceğini söylemiştim.
Sonra iş kapandı ve unutuldu gitti.
Ancak aynı kız 10 Aralık günü Bağdat caddesinde üzerinde ‘Memelere Özgürlük’ yazan bir pankart ile bir protesto gösterisi yaptı. Yeniden ortaya çıkmasına sevmiştim. Anladığım kadarıyla şehir efsanesinin ortadan kaybolmaya ve unutulmaya pek niyeti yoktu.
Ama Melisa kardeşim galiba hangi ülkede yaşamakta olduğunu arada bir unutuyor olmalı.
Nitekim protesto esnasında bir kişi Aydınalp’e tepki göstererek elindeki pankartı yırtmış.
Pankartın yırtılmasının ardından ikili arasında sözlü tartışma yaşanmış. Olay sonrasında Melisa Yaren Aydınalp hakkında soruşturma başlatılmış. Gözaltına alınan Aydınalp Kartal’daki Anadolu Adliyesine getirilmiş.
Açıkçası müdahale edip elindeki pankartı yırtan kişi gözaltına alınacağına neden kızın adliyeye getirildiğini pek anlayamadım ama dediğim gibi burası Norveç değil Türkiye.
Melisa Yaren Aydınalp hakimlikteki sorgusunda “Sormuş olduğunuz görüntülerdeki kişi benim. Elimde ‘Memelere özgürlük’ yazan bir pankartla protesto hakkımı kullanmak için yürüyüş yapıyordum. Bu esnada arkadaşım da beni çekiyordu. Vücudumun herhangi bir mahrem yeri açıkta değildi. Hayasızca bir hareketim olmadı. Ne zaman bu şekilde normal kıyafetlerimle de yürüyüş yapsam gözaltına alınıyorum. Bu durum eğitim öğretim hayatımı da aksatıyor. Hakkımda istenen tedbirin reddine karar verilmesini talep ediyorum. Sürekli aynı şeyi yaşıyorum” demiş.
Ben ona hak veriyorum ve protesto hakkını bu şekilde kullanması tercihini de sonuna kadar destekliyorum. Ama dediğim gibi burası Türkiye ve otoriteler benimle aynı fikirde değil galiba. Melisa’nın normali ile otoritelerin normali uyuşmuyor tabii ki.
Sonra haber geldi Melisa galiba yurt dışına çıkış yasağı konup salınmış.
Bunu da katiyen anlamadım. Eğer otoriteler Melisa’nın protestolarını engellemek istiyorsa yurt dışına çıkış yasağı koymak yerine onun yurt dışına gitmesini teşvik etmeleri daha iyi olmaz mıydı? Çünkü gördüğüm kadarıyla Melisa bu protestolarından vazgeçecek gibi gözükmüyor.