İnsanımızın dolandırılmaya çok açık olan, bunu neredeyse arzulayan bilinç altını anlamaya yönelik çalışmalarımın ikinci ve umut ediyorum ki sonuncu yazısını yazıyorum. Bunun son yazı olmasını istiyorum çünkü ele alınan konu bir yönüyle inanılmaz acıklı olsa da aynı zamanda büyük bir insanlık komedisi.
insan yaşadığı toplumda belirli bir mantık, bir düzeyde rasyonel düşünce olmasını bekliyor.
Hayatta bir istikrar olabilmesi için kolektif bilinçaltımızda ve zihinlerde öyle fazla iniş çıkışlar yaşanmaması da lazım. kendisi için huzur arayan bir insanın bu iniş çıkışların olmadığı bir düzen beklemesi de normal.
ama dün de göstermeye çalıştığım gibi insanlarımız beleşten para kazanma imkanı olduğunu sandıkları bir gelişme gördüklerinde neredeyse tüm rasyonel düşünme melekeleri birden sıfırlanıyor. ve bir toplumda olabilecek kolektif bilinçaltının en hızlı inişi ve dibe vurması yaşanıyor.
ben yakın tarihte dolandırılan insanların davranışlarına baktığımda ‘bunların yaptığını ancak beş yaşındaki çocuk yapar’ diyebiliyorum.
anladığım kadarıyla bu ‘beş yaş’ sanat dahil birçok alanda referans noktası alınan bir yaş olabiliyor.
örneğin çağdaş bir esere bakılırken insanların bir bölümünün ‘bu da sanat mı, bunu beş yaşındaki çocuk bile yapar’ diye konuştuğu sanat çevrelerinde bilinir.
Örneğin bazı insanlar sırf ona yalakalık olsun diye resimlerini yüksek fiyattan almaya başladığında Kenan Evren’in kendini ressam sanarak Picasso’nun evet yanlış okumadınız sanat tarihinin en büyük ressamlarından Picasso’nun resimlerini küçümseyip bunu beş yaşında çocuk bile yapar dediği söylenir.
bu toplumun bir türlü burjuvaziye dönüşemeyen çapsız bazı zenginleri sadece bu lafı nedeniyle onunla tüm bağlantıyı kesecekken yine yalakalık olsun diye onun aslında beş yaşındaki bir çocuğun yaptığı kalitedeki resimlerini paralar dökerek almaya devam etti. adam ne zaman gücünü kaybetti, o zaman resimlerini almayı durdurdu necip Türk yalancı burjuvazisi.
sanattaki bu beş yaş referansı ve sık kullanılan ‘bu eseri beş yaşındaki çocuk bile yapar’ lafı önemli bir sanat kitabının yazılmasına da neden olmuştur. Susie Hodge’un yazmış olduğu ‘Beş Yaşındaki Çocuk Bunu Neden Yapamaz’ başlıklı kitap adından da anlaşılacağı üzere beş yaşındaki çocuğun yapabileceği söylenen türdeki eserleri aslında onun neden yapamayacağını anlatıyor.
O eserleri beş yaşındaki çocukların yapması belki imkansızdır ama ayrıca ben ülkemizdeki dolandırıcılar tarihine baktığımda onlar tarafından dolandırılan insanların davranışlarını incelediğimde yine rahatlıkla ‘bunu beş yaşındaki çocuk yapar ancak’ diyebiliyorum.
toplumdaki rasyonel düşünme kapasitesinin yine beş yaş çocuk düzeyi altına düştüğü en çarpıcı örnek bence Çiftlik Bank olayıydı.
Burada kurulan düzeni anlattığımda konuyu ilk defa duyanlar artık pes doğrusu diyebilir.
Burada son katılandan alınan paranın bir bölümünün ilk katılanlara ödenmesinden ibaret olan Ponzi düzeninde ‘Tosuncuk’ adıyla tanınan çocuk büyük ihtimalle ailesi ile oturduğu evinde oynadığı Farmville oyunundan esinlenerek bir sistem kurmuş.
sisteme katılacaklar dijital düzende gördükleri hayvan çeşitlerinden bir tanesine tıkladıklarında o hayvanın ilerde getireceği gelirden pay alma hakkına sahip olduklarını sanıyordu.
üzerine tıklanabilecek hayvanlar arasında Holstein ineği, Anadolu ineği, Angus ineği, Endülüs tavuğu, Habeş tavuğu resimleri bile vardı.
kimsenin Habeş tavuğuna tıkladığını sanmamakla birlikte tamı tamına 77 bin 843 kişi bazı hayvan resimlerinin üstüne tıklayarak bu sisteme dahil oldu.
tıklayanlardan seçtikleri hayvanın 365 gün yem ve depo masrafını da üstlenmeleri isteniyordu.
ortada ne hayvan ne de çiftlik vardı ama hayvan sahiplendiğini sananlar ödedikleri paralardan sonra o hayvanın eti sütünden kazanılacak paraları alacaklarını düşünüyordu.
sonuçta herkes avucunu yaladı tabii.
sisteme koyduğu resimlerin yanına bir de kendi resmini koyacak tipe sahip olan tosuncuk 512 milyon lirayı kapıp yurt dışına kaçtı. Parası olduğunda tipe bakmayan kızlarla yurt dışında paraları yerkenki görüntülerini bile yayınladı sosyal medyada.
Şimdi size soruyorum, sizce bu kurulan sisteme beş yaşındaki bir çocuğun inanması mümkün müydü. o beş yaş çocuğunun bilgisayarında Farmville oyunu varsa sadece onu oynamaya devam eder bu Tosuncuk’un yeni oyununa rağbet etmezdi. Ama görüyorsunuz bu inanması zor sisteme inanıp gerçeklikle bütün bağlantılarını koparan koca insanlar saçmalığa para bastırabiliyor. dolayısıyla dün de söyledim Seçil Erzan’a inanıp ona paralarını verenlere kızacağınıza, ben olsam vermezdim o parayı diyeceğinize aynaya bakın bütün bunların neden mümkün olabildiğini anlayacaksınız.