Özkök geçenlerde yazdı, cumhuriyetin 100’üncü yılı için kendisine 20 yıl önce bir öğretmen tarafından yazılmış mektubu alınca o da 20 yıl boyunca ülkede ne oldu bitti muhasebesine girişmiş.
Sonra da yazmış, “Bugün cumhuriyetin 150’inci yılına bir mektup yazsanız, acaba hangi adrese gönderirdiniz o mektubu, mesela hâlâ o mektubu yazacağınız bir medya, bir genel yayın yönetmeni, o medyayı yaşatacak bir özgürlük ortamı bulabilir miydiniz?” demiş.
bu yazıyı kendime yapılmış açık bir çağrı olarak yorumladım ve her boka maydanoz araştırmacı dadacı mizah yazarı olarak 150. yılda 126 yaşında olacak Özkök’ün 50 yıl sonra eline geçmesi için bir mektup yazmaya karar verdim.
sakın ha bunu bir bilim kurgu denemesi olarak görmeyin. çünkü malum, onun eğer 83 yaş aşılırsa insanın 104 yaşına kadar yaşayabileceği teorisi var. gerçi bunun nasıl başarılacağı konusunda bugüne kadar bize bir tüyo vermedi, ama diyelim ki doğru ve 104 yaşına varıldı.
işte o noktada bence artık Doktor Frankestein olarak bilinmesi gelen Osman Müftüoğlu devreye giriyor. Ona göre insan 104 yaşında ‘yatay yaşlanma’ denen bir sürece giriyormuş. yani artık yaş almak o anda duruyor ve insan vücudu yatay yaşlanarak çürümeye başlasa da artık yaşlanmıyormuş. Doktor Frankestein’ın bu teorisine göre 104 yaşındaki insan zombileşme sürecine girse de, zombi olabilmek için gereken diğer şartı bir türlü yerine getirmiyor, yani ölmüyor.
işte bu teorisi nedeniyle Ertuğrul Özkök’ün eline 126 yaşında geçecek bir mektup yazma fikri bir bilim kurgu değil. Özkök’ün dünyasında bu gerçeğin bir diğer yüzü.
çünkü o ölmemekte ısrarlı. 104 yaşına geldiğinde yatay yaşlanma, yani çürüme süreci başlayıp sonunda tek hücreli organizmaya dönüşse de yaşayacak.
Ben o günleri görmeyeceğim için mutluyum ama insanlığın geri kalanı açısından Özkök tek hücreli organizmaya dönüştüğünde umarım ağzı da kalmayacaktır. çünkü eğer ağzı olursa emin olun, o halinde bile Muppets showdaki huysuz ihtiyarlardan en huysuz olanı gibi etrafını had safhada rahatsız etmek için söylenmeyi ve eleştirmeyi sürdürebilir.
işte Özkök’ün Cumhuriyetimizin 150’inci yılında almasını istediğim mektubum.
Sevgili abim,
Artık ismini hatırlayacağını düşünmediğimden sana adınla hitap etmedim. senin için artık bir şeyler ifade edecek mi bilmiyorum ama adın Ertuğrul.
Bunu da hatırlamadığını biliyorum ama seninle bir zamanlar iyi arkadaştık. ben bu mektubu yazdığım günden 10 yıl sonra seni artık daha fazla dinleyemeyeceğimi anlayıp ölümün getireceği huzuru seçeceğim. bu mektubu istersen ‘öteki dünya’dan gelen bir mektup olarak da görebilirsin.
150’inci yıldönümünde cumhuriyetin durumu ne olur bilemiyorum. Bunu yazdığım zaman bile durum pek iyi değildi zaten.
İşler daha kötüleştiyse bunun seni neden alakadar edeceğini anlamıyorum. çünkü 76 yaşında bile ülkede ne olup bittiğiyle fazla ilgilenmeden yaşardın. ülkede büyük siyasi krizler olduğunda dahi Rolling Stones’un son çıkardığı albüm senin için çok daha önemli olabiliyordu.
bu mektubu ben 2023 yılında yazarken Mick Jagger’in yanı sıra yaşlanmasını senden çok önce durdurmuş olan Erol Evgin’in de senin gibi 104 yaşına ulaşacağına inanıyorum. umarın doğru çıkmıştır. Ve yine umarım ki Erol Evgin 2073 yılında tarz değişikliğine gittiği yeni bir parçayı nihayet çıkarmıştır. Mick Jagger o aralarda yeni bir parça yapıyor mu, haberin var mı?
Tansu’dan başka hiçbir kadının seni çekmesinin mümkün olmadığını bildiğimden yeniden evlenip evlenmediğini sormuyorum bile.
Umarım ben daha hayattayken Urla’da inşa edilmeye başlanan ‘Homo erectus’ müzesinde rahat bir köşede sergiliyorlardır seni. yine umarım 2023 yılında ‘İnsan Uygarlığının Kısa Tarihi’ mütevazı adıyla bir kitap yazmış olan ismet Berkan’ın bana sözünü vermiş olduğu senin hakkındaki antropolojik çalışması da yayınlamış ve seni görmeye müzeye gelen ziyaretçilere hediye olarak veriliyor olur. bu arada ağzın hala varsa sakın ha ziyarete gelenler hakkında yorumlar yapıp yıkıcı konuşma lütfen. bu adetinin başına ne dertler açtığını sen artık hatırlamıyor olabilirsin ama ben bunu şu anda yazarken gayet iyi biliyorum.
umarım bu hale gelmene yol açan Osman Müftüoğlu hoca da senin gibi hayatının baharındadır ve iyidir. ikiniz de yatay dönüşmeye başladığınızdan artık egzersiz yapmaktan da vazgeçmişsinizdir herhalde. Osman Hoca 2073 yında bile yürümekte ısrar ederse sokakta görenlerin onu dünya dışından gelmiş varlık sanıp yaşayacağı dehşeti düşünmek bile istemiyorum.
O haliyle bile seks yapmayı sürdürebildiğinden idolün olması gereken Stephen Hawking gibiysen hâlâ, inşallah yaşına uygun 90’lık bir genç sevgili bulmana yardımcı oluyorlardır orada.
cumhuriyetin 200’üncü yıldönümünde homo erectus müzesinde bir parti düzenleme fikrine ne dersin?
Geçmişten Sevgiler… Serdar Turgut